Sizi Öğretmen 2.0, Selçuk Doğan ile hazırladığınız Öğretmen 2.0 Tasarımcı ve Geleceği Kodlayanlar kitaplarınızla tanıyoruz. Öğretmenleri rahatlık çemberinden çıkarıp sınıfları daha eğlenceli hale getirmenin arzusu içindesiniz. Öğretmen 2.0 l 6 Adımda Teknolojiyle Sınıfınızı Dönüştürün kitabınızı Fatih’in Kitaplığı’nda okurlarımıza tanıttık. Twitter üzerinden sizi takipteyiz. Katıldığınız ve düzenlediğiniz etkinlikleri takip ediyoruz. Kitaplarınızı okuduk, okuttuk ve çevremize tanıttık. Öğretmen ve eğitim gönüllüsü olan dostlarımıza Burcu Aybat’ı yakından tanıtmak adına sizinle bir röportaj yapmaya karar verdik. Bu iş yoğunluğu arasında ve bayram tatilinde teklifimizi geri çevirmediğiniz için teşekkür ederiz. Buyurun hemen başlayalım efendim.
Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Fatih Hocam merhabalar, öncelikle bu röportajı bana teklif ettiğiniz için teşekkür ederim. Çok mutlu oldum. Umarım faydalı olur. İyi bir okuyucu olduğunuzu biliyorum. Dolayısıyla kitaplarımı da ilk okuyanlardan bir tanesisiniz. Umarım sizler için de faydalı oluyordur. Bu sene eğitimde 20. yılım. Bilgisayar ve eğitim teknolojileri bölümünden mezun oldum. BÖTE olarak geçiyor biliyorsunuz. Hatta bu bölümün ilk mezunlarındanım. Lisansımı ve yüksek lisansımı ODTÜ’de yaptım. Yüksek lisansımı yaparken ODTÜ Koleji’nde bilgisayar öğretmeni olarak çalışmaya başladım. Böyle bir kurumda çalışmaya başlamak benim için mutluluk vericiydi.
2 sene Ankara’da yaşadıktan ve yüksek lisansımı bitirdikten sonra İstanbul’a taşındım. ENKA Okulları’nda çalışmaya başladım. ENKA Okulları benim için sanki uluslararası bir okul çalışma izlenimi veren bir okuldu. Dolayısıyla orada çok şey öğrendim. Öğretmenliği öğrendim. VIP okulunda çalışma nasıl bir şey onu öğrendim. Bunun dışında, bu süreç içerisinde kendime çok fazla yatırım yaptım. Öğretmenlerle birlikte proje üretmeye başladım. Sadece derslere girip çıkmak bana yetmemeye başladı ve oradaki kazandığım deneyim de benim ileriki yıllarda yapacağım çalışmalar için bir altyapı oluşturdu.
Daha sonra Robert Koleji’nden bir teklif geldi. O seneler Fatih Projesi’nin başladığı yıllardı. Robert Koleji 1:1 Laptop Projesini başlamayla ilgili bazı planlar yapıyorlardı ve bunu yürütecek proje lideri arıyordu. Ben de bu teklife olumlu yanıt vererek öğretmenliğimi sonlandırdım ve Robert Koleji’nde Eğitim Teknolojileri Koordinatörü olarak başladım. Türkiye’de ilk defa 1:1 Laptop Projesini orada hayata geçirdik. Hatta yaşadığımız deneyimlerden yola çıkarak Fatih Projesi’nin gelişmesinde de katkıda bulunduk. 7 sene boyunca 1:1 Laptop Projesi, Maker, kodlama çalışmaları derken güzel bir ekiple öncü ve yenilikçi çalışmalar yürüttük.
Sonrasında başka okullar da yaptığımız çalışmaları kendi okullarında hayata geçirmek istediler. Biz de okullara ve öğretmenlere destek olmaya başladık. Çünkü gerçekten eğitimde teknolojinin entegrasyonu noktasında böyle bir ihtiyacı gördük. Bu konuda hem deneyim kazanmıştık hem de bilgi ve becerimiz iyi düzeydeydi. Bu noktada çalışmaya başladık. Sonrasında bir dizi öğretmen seminerleri, konferansları ve etkinlikleri yapmaya başladık. 2016 yılında yayınlanan ilk kitabım Öğretmen 2.0 da aslında bu çalışmalardan doğdu. Orada kendilerinden çok esinlendiğim öğretmenler oldu. Sonra MEF Üniversitesi’yle birlikte yürüttüğümüz Eğitimde Teknoloji Sertifika Programı düzenledik. Bu etkinlikleri 10 kez düzenledik ve 300’den fazla öğretmeni bu çalışmalarda eğittik. Buradan çıkan deneyimi de Tasarımcı Öğretmen 2.0 kitabına yansıttık.
Robert Koleji’nde misyonumu ve hedeflerimi gerçekleştirmiş ve projeyi de yola sokmuştum. Farklı teklifleri değerlendirdim. İELEV’den gelen bir teklifle 2017 yılında İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı’nda (İELEV) Çekmeköy Kampüsü’nde İlk/Ortaokul müdürü olarak çalışmaya başladım. 2017 yılından beri okul müdürü olarak görev yapıyorum ama bizim klasik olarak tanımladığımız geleneksel okul müdürlüğünden farklı bakıyorum okul liderliğine. Özellikle öğretimsel liderlik, ‘head up liderliği’ konusunda altyapım güçlü olduğu için okulumu bu yönde desteklemeye, öğretmenleri yetiştirmeye ve iyi bir kadro oluşturmaya çalışıyorum. Nitelikli eğitim sunmak istiyorum. Son 3,5 senedir okul lideri olarak çalışıyorum.
Bu süreç içerisinden Geleceği Kodlayanlar kitabını yazdım. Aslında kitabım son yıllarda Türkiye’deki Maker, kodlama furyasına bir cevap niteliğindeydi. Her şeyin çok da teknolojik araçların ışığında olmadığını, aslında çok basit, günlük yapmamız gereken küçük uygulamalarla biz geleceği kodlayan bir nesli yetiştirebileceğimize inanan bir kitap olarak ortaya çıktı. Ancak öğretmenler mi okuyucular mı bilemiyorum, okuyucular çok uzun şeyleri okumayı sevmiyorlar. Her ne kadar Geleceği Kodlayanlar akan bir kitap olsa da ben bunu yeni nesil öğretmene uyarlayacağım bir versiyona soktum ve Her Öğretmen İnovatiftir kitabı da yeni nesil öğretmenlere, yeni nesil formatta sunulan bir özet oldu.
Mart ayından itibaren de Koronavirüs vakasıyla karşı karşıya kaldık. Mecburen bütün okullar uzaktan eğitim sürecine girdi. Ve bu uzaktan eğitim sürecini bizler de okulumuzda hayata geçirmeye çalıştık. Bu noktada çok iyi bir deneyim kazandık. Önceden de uzaktan eğitim deneyimlerimiz vardı. Bu konuda sertifika programları vesilesiyle uzaktan eğitimle ilgili çalışmaları yapıyorduk. Ama bir okul olarak uzaktan eğitimi nasıl hayata geçiririz noktasından müthiş bir deneyim oldu bizim için. Ve bu deneyimi de sevgili Yonca Özgün ile kaleme aldık. Uzaktan Eğitim Ş@rt isimli bir kitap yazdık. Bu kitapta da bir okulun uzaktan eğitime nasıl geçiş yapabileceği konusunda bir yol haritası sunmaya çalıştık.
Bu kitaplar benim için vermek istediğim mesajı verebilmek için bir kanal. Eminim her öğretmenin, her okul liderinin farklı kanalları var ama benim kanalım da iyi yaptığım bir şey, yazmak ve öğretmenlere bunu ulaştırmaya çalışmak, ürün ortaya çıkarmaya çalışmak. Dolaysıyla, kitaplar benim için bir araç ama asıl yapmak istediğim şey nitelikli eğitime katkıda bulunmak. Sadece kendi okulumda değil, ulaşabildiğim herkese bununla ilgili bilgi ve deneyimimi paylaşabilmek.
Okulumun dışında, ERG (Eğitimde Reform Girişimi) ile yaptığım çeşitli projeler, sertifika programları ve öğretmenlerle bir arada olmak bana çok şey katıyor. Pek kısa olmadı ama kendimden bahsetmiş oldum. Hala doktora öğrencisiyim. Hala bir öğrenciyim. Doktora programına devam ediyorum. Şu anda tez aşamasındayım. Gelecek sene doktor unvanını da inşallah alma fırsatım olacak.
Nasıl bir eğitim aldınız? Hayalinizdeki işi yapıyor musunuz?
İnsanların hayalleri sürekli değişiyor ve gelişiyor. Ben hayalleri kurup ondan sonra gerçekleştirmek istiyorum. Sadece hayal olarak bırakmak istemiyorum. Gerçekleştikten sonra o evriliyor ve başka bir hayale dönüşüyor. Dolayısıyla bu şekilde devam ediyor. Asıl istediğim şey, eğitime katkıda bulunmak, çocuklara değmek, fırsat eşitliğini ve her öğrencinin bu imkanlardan faydalanmasını sağlayabilmek adına ne yapabilirimin peşindeyim. Etrafımdaki insanları harekete geçirmeye çalışıyorum. Dolayısıyla aslında hayalimdeki işi de yapıyorum diye düşünüyorum.
Eğitimde Teknoloji kurucu ve yazarısınız. Egitimtek öğretmen ağının eş kurucususunuz. Teknolojinin eğitimdeki yeri nedir?
Eğitimtek bizim eğitimi dönüştürmek adına başlattığımız bir ağdı. Bu ağ o dönemde misyonunu gerçekten çok güzel yerine getirdi. Çok fazla öğretmen yetiştirdik. Bir blog kurduk. EgtKonuş’u başlattık. EDTech gibi uluslararası konferansları hayata geçirdik. Ve gerçekten öğretmen ağını harekete geçirdiğimizi düşünüyorum.
Teknolojinin eğitimdeki yeri yadsınamaz. Artık çok transparan. Hayatımızın her yerinde. Zaten bunu uzaktan eğitim sürecinde de çok iyi gördük diye düşünüyorum. Bana göre eğer teknoloji eğitimi gerçekten dönüştürecek şekilde kullanılırsa her çocuğa eşit fırsatlar sunabiliriz diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu teknolojiyi eğitimde nasıl etkin kullanacağımız konusunda bizim kendimizi geliştirmemiz ve yetiştirmemiz gerekiyor. Teknoloji olmadan da yaptığımız şeyleri teknolojiyle yapmamızın bir faydası yok. Bunu için bilinçli ve pedagojik yaklaşımları yerinde kullanmamız gerekiyor. Bütün öğretmenler olarak gördük ki teknoloji artık eğitimde yadsınamaz.
-
ODTÜ Geliştirme Vakfı -
Enka Okulları -
Robert Koleji -
İELEV -
MEF Üniversitesi
Robert Kolej, Enka Okulları, ODTÜ Geliştirme Vakfı Okulları’nda çalıştınız ve şu anda İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu ve Ortaokulu müdürü olarak görev yapıyorsunuz. Bu kıymetli tecrübelerinizden bize de bahseder misiniz?
Aslında yukarıda epey bahsettim ama burada şunu eklemek isterim. Hiçbir okulda aynı pozisyonda çalışmadım. Bu ilginç bir deneyim. Gerçekten her değiştirdiğim pozisyonda bulunduğum okula farklı bir rolde hizmet ettim. ODTÜ Geliştirme Vakfı Okulları’nda bilgisayar öğretmeniydim. Enka Okulları’nda öğretmen eğitimleri tarafında hizmet ettim. e-Portfolyo Projesini yönettim. Farklı çalışmaları hayata geçirdim. Robert Koleji’nde tamamen eğitim teknolojileri alanına geçiş yaptım. İELEV’de de şu an okul lideriyim. Yani her okulda farklı bir deneyim kazandım.
Dört okul da bana farklı bir deneyim kattı. Hepsi çok kurumsal ve Türkiye’nin önde gelen iyi okullarıydı. Bu okullardaki uluslararası yapı sayesinde uluslararası camiadaki çalışmaları da takip etme fırsatı yakaladım. Dolayısıyla mesleki gelişim açısından bana çok büyük katkıları oldu ve hayallerim açısından benim ne yapmak istediğim ve nerede olmak istediğim konusunda karar vermede bu kurumlar beni çok besledi. Meslektaşlarım da aynı şekilde bana çok büyük katkıda bulundular.
KAGİDER (Kadın Girişimciler Derneği) ve Microsoft tarafından Mayıs 2016’da Türkiye’de bilişim alanında yılın en başarılı kadın eğitimcilerinden biri seçildiniz. Sizce kadınlar eğitimde yeterince yer alabiliyorlar mı?
Kadınlar yeterince eğitimde yer alabiliyorlar ama öncü olmak ve fark yaratmak noktasında inisiyatif çok kullanmadıklarını düşünüyorum. Daha fazla seslerinin çıkmasının gerektiğini düşünüyorum. Yoksa aslında kadınlar eğitim alanında fazlasıyla varlar. Çocuklara çok fazlasıyla değiniyorlar. Zaten anaokulu, ilkokul ve ortaokul düzeyinde erkek öğretmene göre kadın öğretmen sayısı da fazla. Fazlayız ama sesimiz erkekler kadar çıkmıyor. Yönetimde çok fazla görev almadıklarını düşünüyorum.
Şu an çalıştığım okulda bütün yöneticiler kadın. Tabi kadın erkek dengesi bence çok önemli. Ancak bir kurumun yönetimde kadınlara daha çok vermesi önemli. Bunu sadece kurumların istemediği için değil, kadınların da pek tercih etmediğini görüyorum. Dolayısıyla isteyen kadınlar yönetimde de farklı pozisyonlarda da kendilerine yer bulabilirler. Yeter ki istesinler. Yani bu biraz da bizim elimizde.
K12 düzeyinde Türkiye’nin tek ‘Adobe Eğitim Lideri’siniz. 2013 yılında Google Apps for Education Certified Trainer, 2015 yılında Microsoft ‘Innovator Expert’ unvanlarını aldınız. Bunları okurlarımız için biraz açar mısınız?
Bundan 4-5 yıl önce daha popülerdi. Şimdi farklı liderlik ağları oluştu. Bunlar aslında bir tür öğretmen ağları. Bu öğretmen ağlarındaki amaç bu uygulamaların etkili bir şekilde kullanılmasına yönelik öğretmenleri güçlendirmek ve bir etki alanı yaratmak. Dolayısıyla Adobe uygulamaları olsun, Microsoft uygulamaları olsun, Google uygulamaları olsun ve Apple uygulamaları olsun, firmalar kendi uygulamalarının eğitimde daha etkili kullanılmasına yönelik liderlik programları açarlar. Ben de bu programlarına hep başvurdum ve kabul edildim.
Tabi burada kabul edilmek için belirli bir sürece dahil oluyorsunuz. Kimisinin sınavı var, kimisinin mülakatı oluyor, kimisinde birinin sizi önermesi gerekiyor. Bu ağlar sizin gibi yenilikçi uygulamaları denemek ve hayata geçirmek isteyen başka eğitimcilerle aynı platformda olmanızı sağlıyor. Birbirinizden esinlenmenizi ve öğrenmenizi sağlıyor. Tam bir öğrenme toplumluluğu aslında. Professional Learning Networks diyoruz. PLN oluşturuyor sizin için. Firmalar bu süreçlerde mentorluk yaptığı için siz bu sürecin aktif bir parçası olabiliyorsunuz. Biz buna benzer bir ağda EğitimTek alanı kurmaya çalışmıştık 5-6 yıl önce. Şu anda ERG’nin kurduğu ağ da aslında bu ağlara benzer.
Bu ağlar öğretmenlerin kendilerini yalnız hissetmemeleri ve kendileri gibi yaratıcı, inovatif öğretmenlerle aynı platformda buluşmalarını sağlamak için bir fırsat. Aynı zamanda bir motivasyon aracı. Ama artık sosyal medya ve teknoloji aracılığıyla öğretmenler başkalarına gerek kalmadan kendi aralarında kendi ağlarını oluşturabiliyorlar. Dolayısıyla bence öğretmenler burada birilerinin bir şeyleri yapmasını beklemeyip kendilerine uygun ağları bulup ve bu ağların aktif parçası oluşturabilirler. 5-6 yıl önce bunlar çok popüler ağlardı ama şimdi güncel olarak bu ağlar sürekli değişiyor.
-
KAGİDER -
Google Certified Trainer -
Microsoft Innovative Expert -
#egtkonus (Eğitim Konuşmaları)
Her Çarşamba Saat 21:00’de yapılan Türkiye’nin ilk düzenli Twitter sohbeti #EgtKonuş’u başlatan ve yöneten ekibin içindesiniz. #EgtKonuş konusunu biraz anlatır mısınız?
O dönemde yurtdışında Twitter sohbetlerini takip ediyorduk. Türkiye’de Twitter’ı bu amaçla kullanan hiçbir girişim yoktu. Ekip olarak neden olmasın dedik. O zaman Robert’te çalışıyordum. Daha sonra EgtKonuş’u başlattık. Şu an sanırım 100’ü geçti. 4-5 yıldır var ve devam ediyor. Belki daha fazla. En az 2014-2015 gibi diye düşünüyorum. Çok güzel bir açığı kapattığını düşünüyorum. Şu an başka eğitimci arkadaşlarımız bu süreci yönetiyorlar. Ben çok gurur duyuyorum. Demek ki insanlar eğitimi konuşma kültürünü devam ettirme konusunda çok istekliler. Çünkü daha önce eğitim konuşulmuyordu. Sadece belli kişiler tarafından konuşuluyordu. Ama şimdi bütün eğitimciler eğitimle ilgili konuşabiliyorlar.
Bu oyunun asıl aktörleri artık eğitimi konuşuyorlar. Ve bunun için bir mecra yaratabildik. Bundan dolayı çok gururluyum ben. Şu an hala devam ediyor olması, bana bağlı olmaması ve projenin hayata geçmiş olması beni çok gururlandırıyor. Dediğim gibi, bugün EgtKonuş var, yarın başka bir şey var. Sonuçta eğitimciler, asıl eğitimin sahipleri eğitimi konuşuyorlar. Bu çok mutluluk verici.
Not: Burcu Aybat Hocamla yaptığımız röportaj diğer röportajlarımıza nazaran daha uzun olduğu için ay içine yayıp 4 bölümde yayınlayacağız. Röportajın tamamı Ağustos ayı bitene kadar blogda yayınlanmış olacak.