Fatih’in Kitaplığı Instagram hesabında sohbetine doyamadığımız Kemal Sayar hocamın yeni kitabı Dijital Çocuk hakkında kendisiyle bir sohbet yapmıştık. Tadı damağımızda kaldı. Daha sonra yeniden kaydı izleyip kendime notlar aldım ve sizlerle paylaşmak istedim. Umarım faydalı olur. Eve kapandığımız şu günlerde ilaç gibi gelen, içimize, özümüze döndüğümüz bir sohbet oldu. Notlarım aşağıda. Keyifle okuyunuz.
Yayını kaçıranlar kayıttan izleyebilir: Kemal Sayar’la Dijital Çocuk’u Konuşuyoruz.
- Salgın bittiğinde çocukları ekran başından kazımak biraz zor olacak.
- Salgında normal zamandaki gibi ekran kısıtlaması yapmak doğru değil.
- Çocuklara çok oyunculu, ekran faaliyeti şeklinde sosyalleşebileceği ekranlar sağlayın.
- Ekrandan çalışmak normal çalışmaya nazaran daha yorucu.
- Şu dönemi en az zararla atlatmanın derdinde olalım.
- Dijital çocuk, “Saldım çayıra, Mevla’m kayıra!” felsefesiyle büyütülemez.
- “Dünyâ biter o yerde ki mağlûb olur hayâl, Temdîd-i ömre kudreti kalmaz tahayyülün” Yahya Kemal
- Hayal kuran insanlar dünyayı olduğundan daha iyi bir yere taşımak isterler.
- Çocuklarımızı hayal kurmaya zorlarsak onların dışarıdan alacak sentetik hayallerini azaltırız.
- Çocuğun hayal kurmasını engellemek onun yaratıcılığını engeller.
- Çocuklarımızın da dijital dünyanın birer müşterisi olduklarını unutmadan oradan sunulan muhtevayı süzmeyi bilmeliyiz.
- Ekrandan okurken birkaç satır atlayabiliyoruz ve bunun farkında olmuyoruz.
- Son yapılan araştırmalara göre insanın bir şeye dikkatini verme süresi 8 saniyedir. Bu süre balıklarda 9 saniyedir. Artık balık yerine “insan hafızalı” diyebiliriz.
- Eskiden insanlar uzun nutuklar atabilirlermiş. Şimdi insanlar protez hafızayla yaşıyorlar.
- “Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır.” Ludwig Wittgenstein
- Bir çalışmada ekrandan okuyanların okuduklarının %43’ünü, kitaptan okuyanların ise okuduklarının %63’ünü hatırlayabildikleri görülmüştür.
- Kâğıdı, kalemi bırakmamak lazım. MIT hala kara tahtayı kullanıyor.
- Mümkün olduğunca daha çok bilgiyi zihnimizde tutmaya çalışmalıyız. Bu bizi zenginleştirir.
- Erkek çocuklar içlerindeki enerjiyi atmak için şiddet oyunlarını oynayabiliyorlar.
- Oyun, çocuğun rahatladığı, dinlendiği, hayallerini genişlettiği ve kendini âdeta tedavi ettiği bir yerdir. Oyun ne kadar ekrandan bağımsızsa o kadar sağaltıcıdır.
- Ekran bize sentetik hayaller sunar.
- Travmatize olmuş çocuklar bu süreçlerden oyun terapileriyle kendilerini tedavi ederek çıkabilmektedirler.
- Çocuğun canı sıkılırsa hayal kurar. Hayal kurarsa daha yaratıcı olur.
- Sosyal medyada bir paylaşım yapıp sonra kaç fav aldı diye bakıyorsak dönüp içimize bakma zamanı gelmiştir.
- Sosyal mahfiller bizim onaylanma makamımız değildir. Yüreğimiz, vicdanımız onaylanma makamımızdır.
- Alkışlara sırt çevirebildiğimiz kadar kendimiz olabildiğimiz, sahici olabildiğimiz insanlarız.
- “Kimseden ümmîd-i feyz etmem, dilenmem perr-ü-bâl, Kendi cevvim, kendi eflâkimde kendim tâirim” Tevfik Fikret
- Sosyal medyayı sürekli bir onay arayışı için kullanmak, artık bir yabancılaşma çölünde susuz kalmamıza benzer.
- Sanal kalabalıkların ne alkışına ne de sövgüsüne çok da bel bağlamamamız lazım. Üretimimizi organik insan için yapmamız lazım.
- Günümüzün problemi insanın sahici olabilmesidir.
- Birine dikkatini veren bir insan gerçekten cömert bir insandır. Sevdiklerimizden bu cömertliği esirgemeyelim.
- Linç kültüründen uzak duralım. Ani tepkiler vermeyin. Böyle durumlarda kendimize bir çimdik atalım.
- Sosyal ortamlara girdiğimizde vicdanımızı bir pardösü gibi dışarıda bırakmayalım. Her zaman yanımızda taşıyalım.